“Var da Yok”
Yıllardır konuşup, çözüme kavuşmayan ya da yarım yamalak kavuşan sorunlar.
Yetkililerden tam anlamıyla cevap alınamayan, özellikle son yıllarda siyaseten topu üstünden atma yarışı içinde kalan sorunlar.
Kiminin görmezden, kiminin duymazdan geldiği, çok kişinin bilgi sahibi olmadan fikir yürüttüğü, sosyal medyada ahkam kestiği sorunlar.
Bir çoğunun çözümü basit de olsa bir araya gelemeyen yöneticilerin, insanları yaşamaya mahkum ettiği sorunlar.
Trafik karmaşası yıllardır önerdiğimiz şekliyle birkaç dokunuş yapılsa hafifleyecek ama hareket yok.
Son yıllarda OSB ve sanayileşmenin yarattığı hava ve çevre kirliliği herkesçe malum. Ama hakkında kimseden net bir cevap yok.
Söke Çayı düzenlemesi gönlümüzden geçen gibi olmasa da, çevre düzenlemesi siyasete malzeme yapılıp geciktiriliyor. Dip seslerden homurdanmalar geliyor ancak sorumluları ne yapacağız diyor, ne yapmayacağız diyor. Lafta ‘biz yaparız’lar var ama sonuç yok.
İki yıldır yeni hükümet konağı yapılacağı konuşuluyor, projesi ve parası hazır dendi. Hangi aşamaya geldi, bilen yok.
Yeni Adliye Sarayı çevre yoluna yapılacak, arsa devri yapıldı dendi, Bakanla pozlar verildi. ‘Ne oldu?’ yine soran yok.
Gar projesi kapsamında yıllardır boş bekleyen binaların ihalesi yapılıyor. İlk ihalenin katılım olmadığından dolayı iptal olduğunu biliyoruz, ikinci ihale yapıldı yine sonuç yok.
Son dönemde kazalarla ve yaz trafiği yoğunluğu ile çilke haline dönen OSB Kavşağı, sosyal medya atışmalarına malzeme edildi. Net bir tavır yok.
Siyasette boş atıp, dolu tutma, itibarsızlaştırma, klavye delikanlılığı, çamur atma, safa yatma, tribünlere oynama, kamera karşısında farklı olma durumları var ama vatandaşın asıl sorunlarını dile getirecek ne irade, ne yürek yok.
Bu kadar sorunun var olduğu noktada, sonunda çözümlerine ilişkin ‘yok’ kelimelesini bu kadar kullanabildiğiniz başka memlekette ‘yok’tur sanırım.
******
“Var Olanı da Geliştirmek”
İlk bölümde bu kadar yokluğu bir araya getirmişken ‘var’ olanları da sıralamak lazım. Geliştirilmesini de beklemek.
- ‘7 Ekim Dünya Pamuk Günü’ Söke’de farklı bir organize ile kutlanacak. Ülke genelindeki pamuğun sektör temsilcilerine, Söke’nin ev sahipliği yapacak olması heyecanlandırıyor. Türkiye’nin “Pamuk Ambarı Söke” diyorsak, Söke’nin böyle bir organizasyonun merkezi olacak olması oldukça memnuniyet verici.
-Uzun zaman sessiz kalan Esnaf Odaları’nın son seçimlerle yenilenmesi veya değişim yaşaması oldukça faydalı olmuşa benziyor. En azından esnafın sorunlarını dile getiren ya da çözüm arayışı içinde olan oda başkanlarını yeniden görmek mutluluk verici.
- Söke Devlet Hastanesi’nde fiziki yenileme çalışmaları veya yeni bir düzen arayışı oldukça güzel. Ayrıca son dönemde yeni göreve başlayan hekimlerin olduğunu da duyuyoruz. Ancak bu güzelikleri hastaneden hizmet anlamında gelen şikayetler gölgelememeli. Hastane yönetimi sadece fiziki değişim değil, vatandaşların hak ettikleri hizmet kalitesini de sağlamak zorunda. Yıllar önce ‘Bölge Tipi Devlet Hastanesi’ modeliyle yapılan Söke Devlet Hastanesi binası yetersiz kalmaya başladı. Sadece Söke değil turizmin kalbinin attığı, yaz aylarında nüfusu milyonlarla ifade edilen Kuşadası ve Didim’e de hizmet veren, çevreden sevk edilen hastalarla karşı karşıya kalan Söke Devlet Hastanesi’ne ek binalar yapılmasına yönelik gişimler de başlatılmalıdır. Sadece günlük çözümlerin yetmediği göze çarpıyor. Bunu da artık konuşmakta fayda var diye düşünüyorum.
Saygılarımla...